10 Haziran 2009 Çarşamba

Gökbörü (Buzkaşi) Oyunu'nun Modern Versiyonu

Köken:
Gökbörü (Kırgızca: kök böri, Peştunca: buzkaşi, İngilizce: buzkashi) oyunu, Orta Asya kökenli olup, binlerce yıldan beri, atlı savaşçıların kendilerini barış zamanlarında zinde tutmak için oynadıkları atlı müsabakalardan birisidir. Günümüzde başta Afganistan olmak üzere, Kırgızistan, Tacikistan, Kazakistan ve Türkmenistan'da oynanıyor. Oyun şu anda iptidaî bir şekilde oynanıyor ve seyrettiğiniz zaman bir harala gürele havası veriyor. Tabi her oyun böyle ilkel evrelerden geçerek kemale erer. Örnek olarak söyleyelim bu gün futbol dediğimiz müsabakanın da temelinde, yine başka bir Orta Asya Türk oyunu olan çevgan vardır. Çevgan oyunu; ellerinde uzun sopalarla, at üstünde iki takımın, tahtadan yapılmış bir topu birbirlerinin kalelerine göndermeye çalışmasından ibaret olup, yakın çağda Orta Asya gezilerine hız veren İngilizler, bu oyunu Türklerden ve Peştunlardan öğrenip, kurallaştırarak polo namı verilen atlı sporu geliştirmişlerdi. Gel zaman git zaman atın ehemmiyeti azaldıkça, insanlar bunu atsız nasıl oynarız diye düşünür oldular. Böylece ortaya futbol, Amerikan futbolu, buz hokeyi, vb. oyunlar çıktı. Şimdi bu gün denebilir ki; birbirinin kalesine gol atma mantığıyla oynanan bütün top oyunlarının kökeni Türklerin çevgan oyunudur. İngilizler kurallı hale getirip bu oyunları dünyaya mal etmişlerdir.
İşte bu noktadan hareketle, bir Türk atlı sporu olan Gökbörü'yü bugün biz de kurallı hale getirip dünyaya mal etmeliyiz diye düşünmekteyim. İngilizlerden önce tabi...
Bu gün iptidai olarak oynanan gökbörü oyununun mantığı ise şöyledir:
Eğer ki bu oyun iki takım halinde oynanacaksa, ortaya bir bayrak dikilir. Bir küçük dana ya da bir büyük keçi kesilir, öylece yüzülmeden bırakılır. Oyuncular bu keçiyi yerden kapıp bayrağın etrafında belli sayıda tur attırınca takımlarına sayı kazandırır. Tabi keçi ağırdır. At sürülürken tek elle tutmak icab eder. Bir de rakip takımın oyuncuları keçiyi çekiştirerek kapmaya çalışır. Hatta herkesin elinde birer kamçı vardır. keçiyi kapmak için bu kamçı ile rakibe vurmak bile kurallar arasındadır. İşte böyle olunca bu oyun bundan 200 sene ve daha öncesinde bu haliyle oynanabilir iken, günümüzdeki spor mantığıyla bağdaşmayacak özellikler içerir ve çok da tehlikeli bir oyundur.
Lakin bu güzel oyun kurallı hale getirilip, bu gün ata binebilen insanlara oynatılsa, epey ilgi çeker ve bir sektör oluşturur kanaatindeyiz.

Modernize edilmiş gökbörü projesi:

  1. Saha: Gökbörü sahası, 45 m yarıçapında bir dairedir. Böylece çap 90 m, sınır çevresi yaklaşık 282,6 m ve alanı 6358 metrekare olur. Şekilde görüldüğü üzere, daire 8 eşit dilime bölünür, ayrıca dışta 9 m genişliğinde bir daire dilimi (gri bölge, "koşu şeridi") ile merkezde de 2m yarıçapında bir "merkez" vardır. Bu saha atların emniyetle koşabilecekleri bir zeminde, mesela toprak zeminde oluşturulabilir.
  2. Tulum: Gökbörü oyununun oynandığı materyal tulumdur. İptidaî oyundaki keçinin yerini, burada hayvan derisinden (tiftik keçisi olabilir, dış yüzü post gibi tüylü bir top düşünülebilir) imal edilmiş ve hayli esnek 80 cm uzunluğundaki tutacaklarla desteklenmiş, içi de keçe doldurulmuş bir top olan tulum alır. Yarıçapı 25 cm dir. yaklaşık 3-5 kg ağırlığındadır. Birbirini dik kesecek iki eksene dizilmiş tutacaklar, 14 tanedir. Bu tutacaklar gayet yumuşak olup, tulum yere düşünce, yere değen tutacaklar adeta yok gibi davranıp esneyerek, topun yere neredeyse temas etmesini sağlar. Ama yukarıya denk gelenler, yukarı doğru kirpi gibi dikilir. Böylece at üstündeki oyuncu yere düşmüş tulumu, fazla yere eğilmeden, tutacağından kavrayıp eline alabilir. Fırlatmak istediğinde de tutacağından tutarak, ileri doğru çekiç atar gibi fırlatabilir. Tulum yere düştüğünde, tutacak sayesinde, (5o cm çap + 80 cm tutacak = 130 cm) yerden yükselmiş olur ve oyuncunun güvenle tulumu almasını kolaylaştırır. Ayrıca tutacaklar yumuşak olduğundan yaralanmalara sebep olmaz.

  3. Takımlar: Gökbörü, onüçer süvariden (atlı) oluşan iki takım ile; bir orta hakem, dört dış hakem yönetiminde oynanır.
  4. Sayı alma: Sahadaki en dış gri şerit (9m genişliğinde) tulumu eline alanların koştuğu yerdir (koşu şeridi). Bu oyunda sayı alma iki şekilde olur.
    a. Bir oyuncu koşu şeridinin neresinde olursa olsun ortadaki merkeze tulumu fırlatıp, bir kere olsun tulumu merkez alanın herhangi bir yerine değdirebilirse (tulum daha önce düşüp yuvarlansa da olur), takımına bir sayı kazandırır.
    b. Takımların her devre değişen yönleri vardır. Örneğin A takımı saat yönünün tersine, B ise saat yönünde hareket ediyorsa, A'dan bir oyuncu tulumu eline 2 numaralı koşu diliminde geçirdiği anda, saat yönünün tersine doğru tulumu götürür. Bu arada arkadaşına pas verebilir. Tulum, koşu şeridinde tam tur attıktan sonra yine 2 numaralı yere gelince, oyuncu koşu şeridinden içeri dalarak merkeze yaklaşmaya çalışır (bu arada rakip savunma yapıyor). Uygun mesafeye gelince, tulumu merkez daireye fırlatır. Rakip havada kapar veya çelerse sayı olmaz, ancak tulum merkezin herhangibir yerine değerse sayı olur. Oyuncu koşu şeridinden içeri daldığında da içerde paslaşabilmeleri mümkündür. Oyuncu eğer savunma gafil avlanmışsa merkez daireye kadar gidip kendisi de tulumu bırakabilir.
    Eğer B takımı bu arada tulumu kapabilirse, kaptığı yer koşu şeridi değilse, koşu şeridine kadar ilerlemesi gerekir. Sonra ya ordan atışını yapar sayı almaya çalışır, ya da saat yönünde bir tur atıp tulumu merkeze ulaştırır.
  5. Kurallar: Tulumu alan oyuncu, atının sağ ve sol tarafında mevcut olan takacağa tulumu tutturur. Mesela 2 den 3 e geçecekse elinde geçemez. Tutturması gerekir. Elindeyken, rakip tutup elinden çekemez. Fırlattığı anda önüne geçip yakalamaya çalışabilir. Böylelikle at üstünde gereksiz sert hareketler yapılmamış olur. 2 deki oyuncu 3 deki oyuncuya pas verebilir. Daha ileriye pas atılmaz. Eğer oyuncu 2 den 3 e tulumla kendisi geçecekse, tutacağından takacağa tulumu tutturur ve tulumu eliyle tutmadan koşarak geçer. İşte bu arada rakip arkadan veya yandan yaklaşarak tulumu çalmaya çalışır. Koşan atın önüne geçilmez.
    Atak yapan oyuncular sahanın her yerine dağılabilir. Savunma yapan takım ise koşu şeridinde en fazla 3 oyuncu bulundurabilir. Tulumu tutan bir kişiyi 2 den fazla kişi kovalayamaz. Savunma, koşu şeridindeki oyuncuları her an değiştirebilir.
    Aşağıdaki örnekte, Yeşiller Atağa kalkmış. İki mavi oyuncu üstünde tulum olan yeşil oyuncuyu kovalıyor. Yeşiller koşu şeridine dağılmış pas istiyor. Maviler koşu şeridine yakın yerlerde konuşlanmış pas verilmesi durumunda hemen şeride girecekler. Bu arada tur 2 numaralı alanda tamamlanacağı için (oradan başladı ya), maviler o dilimi doldurup savunmaya almışlar. Merkezde de bir mavi oyuncu, gelebilecek ani bir şuta karşı bekliyor. Yeşil ise onlardan önce tulumu kapmak için bekliyor. Bir takım her zaman merkezde en fazla bir oyuncu bulundurabiliyor.
    Herhangibir yerde maviler tulumu kaptığı anda 30 saniye içinde yeşiller savunma durumuna geçmek zorunda (koşu şeridini boşaltacak). Böylece tulum ters yönde dönmeye başlayacak.
  6. Kural ihlalleri:
    1. Savunma koşu şeridini 4 saniyeden fazla 3 ten fazla adamla ihlal ettiği anda, oyun durur ve serbest atış yapılır. (penaltı gibi)
    2. Atak faul yaparsa tulum el değiştirir. Savunma faul yaparsa serbest atış olur. Faulun derecesine göre oyuncu oyundan atılabilir (kart sistemi)
    3. Tulum saha dışına atılırsa, karşı taraf oradan oyuna girer.
    4. Atak, tulumu tur atmadan koşu şeridinden içeriye ancak şut çekerek atabilir. şut başarısız olursa, yerden tulumu kim yetişirse o alır. Ama bunun dışında bir amaçla atak tulumu koşu şeridinden içeri sokarsa, tur bozulmuş olur ve tura baştan başlanması gerekir.

Böylece bu güzel bozkır oyunu belki dünyaya kazandırılıp, Türkiye ve doğu ülkelerinde yeni bir sektör haline gelebilir belki...

İlgili Bağlantılar
Cirit
Çavgan (polo)

1 yorum:

Adsız dedi ki...

cok ilginç ve güzel bir oyunmuş