13 Mayıs 2009 Çarşamba

Akın Çeşmesi

Uykusuz gecelerin serin sabahında analiz sınavına girmesi ne hoş şeymiş.
Film izlemekle biten ders çalışmalar, Yıldızda pideli paça yemekle biten acıkmalar…
Kimi zaman relikler çıkar karşına kimi zaman fixler.
Hiç akıldan çıkmıyor o neşeli remixler.
5 dakikalığına dalınan uykunun sabahında topoloji sınavına girmek ne hoş şeymiş.

*** *** *** *** ***

İçimizdeki çalışma azmi varken sınavlar da neymiş?
Elitten alınan notlar yetmiyor deli gönlüme
Dünyanın bütün fotokopilerini getirin önüme
Ki geçebileyim soyuttan bir sonraki döneme
Bu azim bizde varken korkma, büt de neymiş?

*** *** *** *** ***

Yüce dağlar gibi sınavlar hazırlayan diyeyim, SAKın adını verme!
ASÇ yi fren sistemi bellemiş yeni uşaklar
Bilemez derdimi Recebin elinde yetişen kuşaklar
Eskişehire tren giderdi Balıkesirden, yoktu uçaklar
Yüce dağlar gibi yılları önüme serdi desem de, SAKın adını verme…

*** *** *** *** ***

Kurtuluş nidası yükseliyor bak Uludağdan,
Musallat olmuş neslime üç harfliler***
Fışkırır kurtuluşa doğru gider NEFliler
Bu mısraya da kafiyeyi tutturamadım diye üzülme
Pervane kelebeklerini çeken ateş yükselirken Uludağdan…

*** *** *** *** ***

Çöm yolundan geçerken, yine küt küt atsın yenilerin yüreği.
Genç jüriler rahatsız, eskilerin önlerinden geçmesinden
Ne hoş olur su içmesi, Akın çeşmesinden
Su damlıyor kantinin önünde o nurlu çehresinden
Çöm yolundan geçmeyin ey eskiler, dolanıverin şu soldaki direği.

*** *** *** *** ***

Öğlen yemeği hala bir milyon mu?
Yoksa bindirim mi yaptı dekanlık bu fiyattan?
Çayın bitince kalemi geçiriver bardaktan
Kantinci bardakları toplayıp bi daha kullanıyomuş dedikodusu geziyor kulaktan
Akşama aç kalma, dört buçukta da yemek yiyiyon mu?

*** *** *** *** *** ** *

İşte böyle düşüverdi aklıma, beşinci sınıf kimliğimi vermeden mezun olduğum gün.
Kâr sanmıştım kimliği istemeyi unuttuklarını.
Ne bileyim karşılığında gençliğimi aldıklarını
Hatıralarımın öğrenci işlerinde kaldıklarını…
Düşüverdi aklıma gençliğimi alamadan kapıdan çıktığım gün…


*** O üç harfliler, ASÇ, SAK gibi mübareklerdir...


Gayet müdhiş bir surette kalbe gelmiş ve manzum şekilde kaleme alınmış olan işbu parçayı, Samsun illerinde talebeliğini tamamlamış ve benim hatıratımı sabırla dinleyegelmiş olan refika-i ebedîme; şu anda vatani görevini yapmakta olan Soysal ve Adem’e (LAA), bu parçaya ismini vermekle ölümsüzleşen (bu da ne demekse) nur yüzlü (fakir; uykunun nurunu yüzünde defaatle gördü) Akın’a, şu anda Edremit’te hizmet etmekte olan muhterem dostum Cihan’a, tertibim ve çok kahraman silah arkadaşım Mustafa’ya, ve cümle 1999102040.. numarasını onurla taşımış olan, sınıf arkadaşlarıma ve hepsinin kıymetli eşlerine hediyye eyledim sen vasıl eyle ya Rabbî.

Hiç yorum yok: