21 Ekim 2009 Çarşamba

Matematiksel Bir Oyun: “Dokuz Kumalak”

Dokuz kumalak adlı oyunun eski bir Türk zeka ve strateji oyunu olduğunu öğrenmiş bulunuyorum. Bu oyunun orijinalinde karşılıklı dokuzar çukur var. Birer de büyük çukur (hazine) bulunuyor. Her küçük çukura da dokuzar taş konularak karşılıklı iki kişi tarafından 81x2=162 taşla veya keçi pisliği ile (keçi pisliğine “kumalak” deniyormuş) oynanan bir zeka oyunu. Batıya gelindikçe çukur sayısı dokuzar yerine altışar olmuş. Çukurlara konulan taş sayısı da dokuzdan dörde inmiş. Adına da “mangala” denmiş. İşte mangala adıyla bu oyun Osmanlı’da oynanmış. 1970 lere kadar Türkiye’de de oynandığını rivayet edenler varmış. Şu anda Kazakistan’da bu oyun orijinalindeki gibi 9x2+2 çukurla ve 162 taşla oynanmaya devam ediyor. Kazakistan ve Kırgızistan bu oyunu 1990’dan beri yaygınlaştırıp teşvik ediyormuş. Ne de olsa Türk oyunu. Oyun aslında dünya çapında bilinen bir oyun. Bu oyunun değişik versiyonları mangala veya mankala adıyla çok yerde oynanıyor. Ama en gelişmiş versiyonu dokuz kumalak.
Bu oyunu koyun-keçi güderken vakit geçirmek isteyen Türk çobanlar bulmuş. İki kişi oturmuş. İkisi de önündeki toprağa dokuz küçük çukur (otağ) sıralayarak kazmış. Birer de büyük çukurlarını (ordu-karargah) küçük çukur sıralarının arasına kazmışlar. Her küçük çukura da dokuzar tane keçi pisliği (kumalak) atmışlar. Sonra başlamışlar oynamaya. Nasıl mı oynamışlar.





  1. Önce biri önündeki dokuz çukurdan beğendiğinin içindeki tüm kumalakları avucuna toplamış. Sonra aldığı çukurdan başlayarak birer birer sağa doğru ilerleyerek her çukura birer kumalak bırakmış. Kendi çukurlarının en sağına ulaşınca rakibin karşıdaki çukurlarına atlayıp bu sefer de sola doğru ilerlemiş. Bu, saat yönünün tersi demek oluyor. En son kumalak bıraktığı çukurdaki kumalaklar, son durumda çift sayıya ulaşmışsa, çobanımız oradaki tüm kumalakları alıp kendi hazinesine koymuş.

  2. Sıra 2. çobana geçince aynı işlemi o tekrarlamış. Yine son koyduğu rakip çukurda çift kumalak olunca o da o çukurdakileri ütmüş.
  3. Oyun devam eder iken, eğer bir çobanın son kumalak koyduğu çukur 2+1=3 e ulaşmışsa o zaman istisnai olarak tek olmasına rağmen gene kumalakları ütmüşler. Hatta o çukuru da kendi kaleleri yapmışlar. Ancak bir oyuncu bir oyunda en fazla bir kaleye sahip olabilirmiş. Bu kale de rakibin dokuzuncu çukuru olamazmış. Ayrıca rakibin sahip olduğu kalenin numarasındaki kaleye de sahip olunamazmış (örnek rakip benim 3. çukurumu kale yaptıktan sonra ben artık onun 3. çukurunu kale yapamam. 9. çukurlar ise hiçbir zaman kale yapılamaz). Kale aldığımız çukur, artık bize çalışan bir memur gibidir. Kendisine düşen her kumalağı hemencecik bizim hazinemize boşaltıverir. Bu kale almaya Kazaklar “tuzdik” der.

  4. Eğer çobanımız, içinde tek bir kumalak kalmış bir çukurdan başlarsa, yine onu alır fakat oyunun kısır döngüye girmemesi veya boş hamle olmaması için, onu aldığı çukura değil de bir sonraki çukura koyar.
  5. Bir çobanın önündeki dokuz çukurun hiçbirinde kumalak kalmaz ise, oynayamayacak duruma geldiğinden oyun biter. Hazinelerdeki kumalaklar sayılır. Kimin hazinesinde çok kumalak varsa o kazanmıştır.
    Yukarıda tarifini verdiğim oyunun kurallarını Doç. Dr. Abdulvahap KARA’nın araştırmasından aldım. ( http://www.turkfolkloru.com/index.php?option=com_content&task=view&id=90&Itemid=2 )

Mankala uzmanları, bu oyun için, en az satranç kadar stratejik ve zeka gerektiren bir oyun diyorlar. Hatta Kasparov'un bu oyunun bir ustasına da yenildiği söyleniyor. Bu oyun kullanılarak çok sayıda matematik problemi oluşturulabilir.

Bu oyunu aşağıdaki linkten indirip oynayabilirsiniz:
http://www.lauppert.ws/files/win32/tkd_e.zip
Aşağıdaki linkten de togız kumalak oyununu bulup online oynayabilirsiniz:
http://www.iggamecenter.com/

Kaynaklar:

Hiç yorum yok: