29 Eylül 2007 Cumartesi

KURTULMUŞ, Nasrettin

Nasrettin Hoca bir gün şöyle demiş: "Doğurduğuna inanıyosun da öldüğüne neden inanmıyosun be adam?". Bu olaydan biraz önce adam: "Olur mu hoca, hiç kazan ölür mü?" demiş. Hemen öncesinde de Hoca: "Evlat walla senin kazan öldü" demiş. Ondan önce de adam Hocanın kapısını çalmış ve "Hoca şu benim kazanı alsam artık" demiş.Bikaç gün öncesinde Hoca adamdan yine kazan istemiş adam da memnuniyetle vermiş.Bu olaylardan epey önce, birgün adam sevinçle ayrılmış Hocanın yanından. Daha önce de Hoca "Al" demiş "senin kazan doğurdu" ve kazanın yanında bir tencere vermiş adama. Tabi bundan biraz önce adam kazanını geri istemek üzere Hocanın kapısına gitmiş. Meğer Hoca bikaç gün önce adamdan kazanı ödünç istemiş o da vermiş.

Ya herşey böyle olsaydı? ne halt ederdik o zaman? bu hikayeyi tersten anlatmamın pekçok sebeplerinden bir sebebi şudur: bizim için önce olan başka biri için sonra olabilir. daha açık bir ifadeyle bizim için iki olaydan önce geleni başkasına göre sonra geleni olabilir. olmayabilir de tabi. hatta bunların hepsi uydurma da olabilir. hatta kainat bir algıdan ibaret de olabilir. o halde nasrettin hoca da algıdır ve gerçekte yoktur. dolayısıyla onunla ilgili verdiğim hikaye de yoktur (bu verilebilecek her hikaye için aynı olduğundan) nihilizm diye de bişey yoktur. ne biçim felsefe bu nihilizm yaa. hepsi saçma. hoca nasrettinin asıl vurgulamak istediği de bu olsa gerek.

Hiç yorum yok: