4 Ekim 2007 Perşembe

Devlez Nedir?

Gelelim DEVLEZ kelimesinin anlamına... Aslında Devlez, Bilecik'in Bozüyük ilçesinin, Düzağaç köyünün eski adıdır. Türkiye'de malesef birçok köyün eski adları vardır. yetkililer heralde bu köylerin isimlerini anlamadıklarından Türkçe kökenli değil endişesiyle köylere cepten Türkçe isimler dağıtmışlar. Mesela Alınca köyünün ismi Çamyayla yapılmış. Tamam da Alınca da Öz Türkçe'dir. Dağın alnına kurulmuş bir köy olduğunu bir düşünebilseler bu güzel ismi değiştirmezlerdi herhalde.

Neyse biz gelelim Devlez'e. Devlez de bu değişiklikten nasibini almış. Onu Türkçe değil sanıp değiştirmişler. Lakin Devlez Türkçe'dir. Heralde düz ve geniş arazi anlamına gelirmiş. Aslında anlamını tam bileni ben görmedim. Bu kelimenin benzerleri devles veya devrez kelimelerine Anadolu'da rastlanır. Heralde kök olarak aynılar.

Devlez adının anlamıyla ilgili son ulaştığımız bilgilere göre:
  • Prof. Dr. Abdullah ÇAY'ın Yörük Boyları ile ilgili çalışmasına göre:
    KARAKEÇİLİLER:

    a- Keçili Cemaatleri
    1- Akkeçili
    2- Karakeçili
    3- Karamanlı
    4- Kızılkeçili
    5- Sankeçili
    6- Tekeli

    b- Karakeçili Grupları
    1- Aydınlı
    2- Ayta (Hayta)
    3- Bakılı (Bahşiş)
    4- Develi
    5- Kızılkeçili
    6- Onamlı (Honamlı)
    7- Savak (*Kürt aşireti – Kımanç – Alevi)
    8- Tekeli
    9- Tevlezli

    c- Karakeçili Oymakları
    1- Akçainli
    2- Hacıhalil
    3- Hayam Kethüda
    4- Karabakılı
    5- Karakayalı
    6- Kıldanlı
    7- Özbekli
    8- Poyrazlı
    9- Sazlı
    10- Softalı
    11- Tolazlı
    12- Veliler

    (kaynak: http://www.yorukturk.com/5.HTM )


  • Tarih Öğretmeni Ö. F. Dinçel'e göre Çeki Köyü Tanıtımında Tevlez Yaylası:

    Ömer Faruk Dinçel
    Tarih Öğretmeni / Araştırmacı
    ÇEKİKÖYÜ YENİ TANITIMI
    Orhaneli kazasının merkezi olan Beycenin batısında 45 evli 196 nüfuslu olan Çeki Köyü halkı 1851 tarihinde Bursa Valisi Ahmet Vefik Paşa tarafından iskan edilmiştir.Köyün banisi ve ilk muhtarı Karakeçili obasının reisi olan İbrahim Kahyadır. Bu oba:yazın Domaniç bölgesinde Tevlez yaylasında yazlar,kışın da şimdiki köyün bulunduğu Çeki'de kışlarmış.1267 tarihinde bu köy halkı çadırlar arasında kalmış ve nihayet devletin tazyiki ile 1280 senesinde,kalın kayın ve meşe odunlarının birbiri üzerine konmak ve çadıra benzetilmek suretile kurulan ”Çatma”adı verilen bir nevi evlerini yapmışlar ve tamamen iskan etmişlerdir.
    ...

    (kaynak: http://www.cekikoyu.net/cekikoyu/ )


  • Araştırmacı-yazar Hüseyin Genç'in `BURSA'da OĞUZ BOYLARI'nın izleri ve KARAKEÇİLİLER` araştırmasına göre:

    ...
    BURSA’DAKİ KARAKEÇİLİLER
    1960’lı yıllara değin Bursa ilinde göçebe olarak yaşayan 2 topluluk vardı. Bunlardan biri Kızılkeçililer, diğeri de Karakeçililer olarak anılıyordu. Bu iki aşiret birbirleriyle pek geçinemezler ve birbirlerinden hoşlanmazlardı. Aralarında çok belirgin adet ve yaşayış farklılıkları vardı.
    Kızılkeçililer yük taşımada deveden yararlanır, Karakeçililer ise deve ile yük taşınmasını ayıplarlardı. Onlar taşımada attan faydalanırlardı. Kızılkeçililer ip eğirmede kirman, Karakeçililer iğ kullanırlardı.
    Bursa’da Karakeçili oymağı tarafından kurulan birçok köy vardır. Dışkaya (Gürsu), Çeki (Orhaneli), Gölbaşı (Kestel) bunlardan bazılarıdır.
    Çeki köyüyle ilgili çok özel bilgilere ulaştık. Şöyle ki:
    Köy, 1851 yılında Bursa Valisi Ahmet Vefik Paşa tarafından iskan edilmiştir. Köyün kurucusu ve ilk muhtarı Karakeçili oymağının küçük bir obasının reisi olan İbrahim Kâhya’dır. Sözü edilen oba, yazı Domaniç yöresindeki Tevlez yaylasında geçirir, kışın ise köyün şimdiki bulunduğu yerde konaklarmış.
    Rumi 1267(1851) yılına kadar çadırlarda yaşayan Çekili Karakeçililer, o yıldan itibaren yerleşik yaşama geçmeye başlamışlar. Rumi 1281’den itibaren de ormandan kestikleri ağaçlardan ve dallarından kendilerine “çatma” denilen basit evler yapmışlardır. Köyün camisi dahi bu tarzda inşa edilmiştir. (Eskiden Rumeli’nin bazı yerlerindeki Türk evleri de böyleydi!)
    1940’lı yıllarda; köyde geleneksel olarak yapılagelen dokumacılık, yağcılık, demircilik ile Söğüt’teki Ertuğrul Gazi türbesi çevresinde düzenlenen panayır hakkında etnografik ve folklorik bilgiler elde edilmiştir.
    ...

    (kaynak: http://bursatime.blogcu.com/1752485 )


  • Tevlez'in kelime anlamına gelince (M. Fatih Devlez'in araştırması):

    Eski Türkçe'de "teb" kelimesi "zaman, erken" anlamlarında imiş. Türk lehçelerine ise bu kelime "tev", "tevlük", "tewlük", "teppize" olarak geçmiş. Muhtemelen Oğuzca'ya "tevlez" olarak geçmişti. Aşağıda bu isimlerin lehçelere göre listesi var. Yani özetle "tevlez: erken, çabuk vb." bir anlama geliyor olmalı. Peki neden o yaylaya o isim verilmiş derseniz, sebep şu olabilir: yayla güneye baktığından bahar bu yaylaya çevreye göre daha erken geldiğinden, çiçekler erken açtığından "Tevlez Yaylası" denmiş olabilir.

    Proto-Turkic: *Teb (Ön Türkçe)

    Altaic etymology:
    Meaning: 1 time 2 day and night (*Teb-lük) ("zaman, gün ve gece)
    Russian meaning: 1 время 2 сутки
    Tatar: täwlık 2 (Tatarca)
    Middle Turkic: tewlük 2 (1000li yıllar Türkçesi)
    Uzbek: tävlik 2 (Özbekçe)
    Shor: tep 1 (Şorca)
    Chuvash: talъk 2 (Çuvaşça)
    Tuva: teppiže 'earlier' (erkence) (Tuvaca)
    Kazakh: tevlük 2 (Kazakça)
    Bashkir: täw 'at first', täwlık 2 (Başkırca)
    Karakalpak: tevlik 2 (Karakalpakça)
    Comments:
    VEWT 468, Егоров 229, Лексика 69.

    (kaynak: http://starling.rinet.ru/cgi-bin/response.cgi?root=config&morpho=0&basename=\data\alt\turcet&first=1821&sort=proto )
  • İkinci bir ihtimal de "tevlez" kelimesi "geniş arazi" anlamına gelirmiş. Bunu ben Balıkesir'de birinden duydum. Bu ihtimal de olabilir çünkü Tevlez Yaylası gerçekten çok geniş ve düz bir meraya sahipmiş.


Bütün bu araştırmalar gösteriyor ki TEVLEZ bir yayladır ve bugün Bozüyük'ün Devlez (Düzağaç) Köyü'nün bulunduğu mevkidedir. Zaten Devlez Köyü Domaniç'e çok yakın olup 1860'lara kadar Domaniç Yörükleri bu yaylada yazlamışlardır (Belki de daha da uzun bir süre).

(Resimleri tıklayıp büyütebilirsiniz.)



Peki bizim soy adımız neden Devlez? Bizim dedelerimiz de Bulgaristan'dan gelince önce Devlez'e yerleşmiş (kışın yakacak odun bulamayız diye dağın tepesine çıkmışlar), lakin sonra orası dağ köyü olduğundan canları sıkılmış. Kendilerine yeni bir yurt aramışlar ve Kandilli Köyü'ne yerleşmişler. Kandillililer de onlara Devlezler demiş. Soyadı kanunu çıkınca da bu ismi almışlar. Hikaye aynen böyledir.

Buradan soy adı Devlez olan tüm akrabalara selamlar (soy adı Devlez olup da akrabamız olmayan kimse yoktur. Zira Türkiye'de başka Devlez sülalesi yok)...

Hiç yorum yok: